- katlanan
- adj. folding
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
cefakeş — sf., esk., Ar. cefā + Far. keş Cefa çeken, sıkıntıya katlanan Bu, cefakeş bir işçi kadının hikâyesiydi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
cefalı — sf. 1) Sıkıntı, eziyet çekilen Bedia için hazin ve cefalı bir hayat başladı. P. Safa 2) Sıkıntıya, eziyete katlanmış veya katlanan … Çağatay Osmanlı Sözlük
düz kanatlılar — is., ç., hay. b. Uzunluğuna katlanan alt kanatları, az çok sert olan üsttekiler tarafından örtülen, dört kanatlı böcekler takımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül dilencisi — is. Sevdiğinden ayrılmamak için onun her davranışına katlanan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazımlı — sf. 1) Yersiz davranışlara, dokunaklı sözlere aldırmayan, içi geniş (kimse) 2) Benimseyen, katlanan, kabullenen Bektaş sakin, duru, hazımlı cevap veriyor, açıklama yapıyordu. N. Araz … Çağatay Osmanlı Sözlük
muska böreği — is. İçine peynir, kıyma vb. konularak üçgen biçiminde katlanan bir tür börek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabırlı — sf. Sabır gösteren, katlanan, sabreden Halim, adı üstünde sabırlı bir adamdır. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yırtmak — i, ar 1) Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak Yürürken sert bir şey paçamı yırttı, çepeçevre dikenli bir tel... F. R. Atay 2) Vücudu kanatacak kadar derin çizmek Kedi çocuğun elini yırttı. 3) Yok etmek, bastırmak 4) Sağrısını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yurtsever — sf. Yurdunu, milletini büyük bir tutku ile seven, bu uğurda her türlü özveriye katlanan (kimse), vatansever, vatanperver … Çağatay Osmanlı Sözlük
cefâ — (A.) [ ﺎﻔﺝ ] üzme, eziyet etme. ♦ cefâ çekmek cefaya katlanan, üzülen … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
cefâkeş — (A. F.) [ ﺶﮐﺎﻔﺝ ] üzülen, cefa çeken, eziyete katlanan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü